televizyon ve insan

Televizyonsuz Yaşam Mümkün

Televizyonsuz ne yapacağım diye endişelenenlerin; söyleyecek iki çift lafı, okunmayı bekleyen bir iki kitabı ve orta halli bir arkadaş çevresinin olmadığından bahsedebilir miyiz?

Ya da daha da ileri gidip “çiftlerin veya ailelerin iletişim sorunları yaşadığı” öne sürülebilir mi?

Biz zaten televizyon izlemiyoruz diye böbürlenenlerin ise “artık neredeyse bir uzvumuz haline gelen akıllı cihazların” esiri olduğu iddia edilebilir mi? Esasen TV özelinde daralmadan bir şeyler izlemeden duramayanları eleştirelim. Son noktada elbet yorumu size bırakacağız.

Bizi hayata mı bağlıyor yoksa yarattığı suni ‘bir şey mi kaçırıyoruz’ duygusuyla sevdiklerimizden ve gerçek dünyadan bizleri koparıyor mu? TV’nun ahlaka olumlu ya da olumsuz etkisinden bahsedilebilir mi?

Televizyonun açık olması çoğu mekana yetmiyor, sesi de tüm evden duyulabilecek şekilde açık olacak. Mutlaka baş köşede olacak ve kendisi için özel bir oda tahsis edilecek.

Mümkünse mutfakta da olacak ki bir şeyler kaçırmayalım. Eşyaların konumu kendisini en rahat bir şekilde seyredebileceğimiz şekilde ayarlanacak.

Heyecan yükseldiğinde ise sür’atle ‘sessiz konuma geçilip’ çıt çıkarılmayacak ve asla önünden geçilmeyecek. Ve tabi tozu düzenli alınacak, piller en iyisi ile değiştirilecek ve en devasa ekranlısı aranacak.

TV’la kodlanan çocuklar gerçekten melek mi? Ne kadar da sessiz ve uslu diyor ve sakin kalmalarına aldanarak trans durumlarını göremiyor muyuz? Biz büyütsek de; yetiştiren, terbiyesini verenler bizler miyiz?

Son enerji kırıntısını kendisi için seve seve harcadığımız stres kaynağı ekranların yarattığı kaos ortamından, bas bas bağıran boğucu reklamlarından, ağa-bacı dizilerinden sıkılanların imdadına ise IP TV’ye evrilen HD platformlar koşuyor.

Bu şekilde istediğimiz belgeseli ya da filmi istediğimiz saatte az reklamlı izleyebiliyoruz. Haber arayanlar ise kişiselleştirdikleri Twitter listelerine bakıyor. Bu şekilde filtrelenmemiş ve sansürsüz haberlere ulaşmak olası malumunuz.

Biz baya baya TV’lardan kurtulmuşuz aslında. Dönüp başlığı değiştirip yazıyı tekrar mı yazsak ya da bir dağ köyünde yaşayıp tek eğlencesi TV olanları düşünerek kendimizi mi eleştirsek?

TV’lar ve bağlı sektörünü birbirinden ayırmazsak; ses sistemleri ve benzer ekipmanlarla, 4K yayıncılıkla, platformlarıyla dirense de çeyrek yüzyıl içinde evlerin kenar süsü olmaya mahkum gibi gözüküyor.

Belki VR teknolojiler ve spor karşılaşmalarına olan yoğun talep sayesinde bir miktar daha hayatımızda kalabilirler ancak geleceğin bizlere ne getireceğini bilemeyişimizden aldığımız cesaretle bu sonuca ulaşacağımız öngörüsünde direnilebilir.

Özetle daha teknolojik bir dünya ile TV’ların yüzüne bakmayacağımız mobil çağa belki de girdik bile.

Derine inmek istiyorsanız; Türkiye’deki ilk Televizyon Yayını başlıklı yazımız ilginizi çekebilir.

1979'da İstanbul’da doğdu. Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri mezunu olan yazar, Vatan gazetesinde başladığı kariyerinin ardından farklı görevler üstlendi, özel kurumlarda yöneticilik yaptı. Online gazetecilik eğitimini BBC'de tamamlayan, 2008'den itibaren dijital dünyanın içinde yer alan Görkem CAN; kişi ve kurumların faaliyetlerine destek oluyor, bilgi ve deneyimiyle yönlendirici rol oynuyor.

6 Yorum

  1. 3 senedir gerçek anlamda televizyon izlemediğimi söyleyebilirim. Eskiden de çok izlemezdim lakin, işten eve gelince neler var diye açmadan da edemezdim. Şimdi televizyon bizim evde sadece bir süs eşyasından ibaret. Tabii bu hiçbir şey izlemediğim anlamına gelmiyor. Kaliteli yabancı dizileri ve filmleri ( kendi belirlediğim zaman diliminde ) izliyorum. Televizyon kişiyi günden güne kendine bağımlı eden lanet bir kutu benim gözümde.

    • TV’larla “sorun sende değil bende” konuşmasının zamanı geldi bence.. Halbuki ne çok okunmayı bekleyen kitabımız var. Sırf bu yüzden bile teknolojik detoks uygulanabilir.

  2. Televizyondan bir ölçüde kurtulduk, haber kaynağım Twitter çoğunlukla. Ya da bazen yabancı TV kanallarından haber ya da tartışma izliyoruz. Bu noktada aslında teknolojiyi daha az kullanıp daha çok arkadaşlarla buluşup dışarı çıkmak, kitap/dergi okumak gibi eylemleri daha sık hayatımıza almak gerekli. Sadece TV tek başına sorun değil, bütün olarak görmek lazım.

    • Kesinlikle katılıyorum. Sadece TV olarak da daraltmamak gerek. Sürekli izlediğimiz-baktığımız ekranlarda ne var?

  3. Evimde televizyon yok. İlle bir şey izleyeceksem internetten dilediğim o an neyse onu açıp izliyorum. Resmen kendi tv kanalımı ve yayın akışımı kendim yapmış oluyorum. En güzeli de bu. Evin bir köşesinde boş boş ses çıkartan kara kutuya ihtiyaç duyanlardan değilim 🙂

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

*