soba nasıl yakılır

Sobalı Evler Geri Döndü

Yoğun kış aylarının beylik haber başlıklarındandır “sobaya dönüş” haberleri, hele doğalgaz ve elektrik faturalarında zamlar üst üste bindikçe bir “acaba” sorusu takılır şehirdeki insanın aklına.

Mevsim şartlarının daha da çetin geçtiği Anadolu’da; dağ evlerinde bağ evlerinde bacalar temizlenmiş, kuzineler çoktan kurulmuştur hatta Bingöl’de haziran ayında dahi sobalar kaldırılmaz.

Eskiye özlem bir yazı uzun süredir aklımdaydı ve yazmak bugünlere kısmetmiş.

Esasen şimdilerde yaşadığımız iki katlı müstakil evimiz uygun altyapısı itibariyle duruma az çok müsait hatta odun koyacak yerimiz de var ancak “eşimi ikna edemediğimden” hayalimdeki hayata ne yazık ki geçemiyorum. Titizlendiğinden; temizliği isi pası doldur-boşalt işlerini düşünüyor haklı olarak. 

5-6 ay faturalı ısınmaya mahkum şehir evlerinin; yazının kaleme alındığı 2018 itibariyle kaba bir hesapla 1.700 TL fatura ödeyeceğinden söz edilebilir; bir ilişkili bilgi daha paylaşalım: “akıllı binalarla dolu büyük sitelerin çoğunda” ise ne yazık ki uygun baca tertibatı bulunmuyor.

Aylık 280 TL’lik can sıkıcı faturalarla ile karşılaşacağı hesaplanan çocuklu ailelerin kış sonunda cebinden çıkacak toplam para 1700 TL’lerin üzerinde özetle. 

Kuzine soba 500 TL, 1 ton odun 750 TL

Kuzine, döküm, tuğlalı, kovalı ve hat tipi olmak üzere farklı çeşitleri bulunuyor sobaların.

Soba almak için en uygun zamanın 9. ve 10. aylar olduğu dile getirilir. Sıfır soba için ayıracak bütçe bulamayanlar; babadan kalma usulle ucuz yollu üreten esnafların yolunu tutuyor veya bir yerlerden soba bulma telaşına düşüyor.

Kimilerine göre kömür kimilerine göre odun daha verimli bir seçenek ama daha romantik olduğundan odunu öne çıkardık. Sadece odun kullanan sobalar fazlaca aşınmıyor ömrü daha uzun oluyormuş.

Soba ile ısınırken nelere dikkat edilmeli?

Hangi yakacak tipi bütçenize uygunsa ona göre soba seçilmesi gerek. Hızlı tutuşturulma da önemli. Üçte ikisinin doldurulan bir sobanın üstten alevlendirilmesi en verimli yöntem. Yeni kömür attıysanız köz olduğunu görmeden uyumamalı, en doğru ifadeyle yatmadan önce sobanızı kesinlikle söndürmelisiniz.

Dikkat gerektiriyor sobayla ısınmak; en kısa yoldan bacaya bağlanacak, rüzgarlı lodoslu havalarda kullanılmayacak, soba klapesi tamamen kapatılmayacak, gece de ısınayım diyenler yatmadan önce oduna dönecek, en önemlisi “her sene” usanmadan temizlenecek.

Makine Mühendisleri odasının konuyla alakalı onlarca faydalı paylaşımı bulunuyor. Isınma tercihlerinizi değiştirmekte ciddiyseniz mutlaka okumalı, özellikle çocukları ve gençleri bu konuda bilgilendirmelisiniz. Hatta bakın, her evde bulunması gereken 12 sayfalık özet bir PDF’leri de mevcut. 

Odun mu tercih edelim kömür mü?

Odunun ve kömürün kiri bir değil. Özellikle daha ucuz olan ithal kömürler çok fazla is yapar ve evi kirletir.

Kalorisi yüksek kömür, daha yavaş yanıp daha yüksek ısı verdiğinden “hava kirliliği” düşünülmeden tercih ediliyor; elbette yerel yönetimlerim “yakacak yardımları” da son kullacının tercihlerini etkilemekte. Şahsi fikrim; sobaların ömrünü uzatan odundan vazgeçilmemesi yönünde olurdu.

Soba değil ihmal zehirler!

Banyolara ve yatak odalarına sobaların monte edilmemesi, ters esen rüzgarlara karşı “baca basmaz veya döner” denen aparatların mutlaka takılması gerek.

10-20 TL’lik masraftan kaçınmanın sonuçları ağır olabiliyor. Sobaların benzin, tiner, mazot veya soba jeli gibi farklı malzemelerle tutuşturulmaya çalışılması da son derece tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. 

Doğalgazın olmadığı ya da kesildiği durumlarda elektrikle ısınırım diyenlerin bu ikisinin de bulunmadığı zorlu şartları kurgulayıp önlemleri önceden alması faydalı olabilir. Teknolojiden güç alarak soba kullanımının tamamen ortadan kalkacağını düşünmemek gerekiyor.

Eksileri ve artılarıyla sobalı yaşam

Borularla döşeli evde (boruların mümkün olduğunca kısa tutulması tavsiye ediliyor) olası zift akıntıları ve sobayla her daim birilerinin uğraşması, odun ve kömürle beslemesi, bu esnada yorulup kirlenmesi hatta belini sakatlayabilecek kazalara hazırlıklı olması gerekir.

Sobalı evlerde verimli ısınma adına odaların kapıları açık tutulur; iç içe bir yaşam başlar, yalnız kalamaz, telefonla rahat konuşamaz tüm bu gürültülerle iç içe ders çalışmak zorunda kalırsınız.

Bir ekşisözlük Yazarının Soba Macerasını da Alıntılayalım:
Akşam sofralarında, sobanın o günkü performansından bahsedilirdi. Annem “bugün soba çok iyi yandı, bütün yemekleri üstünde pişirdim” ya da “Lanet soba tüttü hep, daha geçen temizlemedik mi biz bunun borularını” derdi. Fındık, çekirdek, ceviz kabukları bir gün sonra sobayı tutuşturmak için saklanırdı. Misafirler gelince sobanın etrafı boşalır, konuklar buyur edilirdi evin en güzel köşesine. Bir de geceleri, ışığının tavandaki oynayışını izleyerek uykuya dalardık kardeşlerimizle.

Gece söndürdüğünüzden soğuk evlerde uyanmanız olasıdır. Bu işle vazifeli olanlar herkesten erken kalkmalı, külü döküp sobayı temizleyip yeni güne hazırlamalıdır.

Umumiyetle sobanın bulunduğu alan ısındığından, banyo mutfak ve diğer odalar soğuk olur.

Bir soğuk oda bir sıcak oda arası gel-git yaparken hastalananlar çok olmuştur. Yine de bornozla soba başında oturmak, kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak yahut akşamları kestane pişirmek, patates közlemek güzeldir eğlencelidir. Bebekli evlerde daha bir dikkat gereklidir ve ilk öğretilen sobaların “cıss” olduğudur.

Hesap kitap yazdan başlıyor… Odun ve kömürü hesaplı alabilmek için hazırlıklara yazdan başlanmalı odunluk ve kömürlük tanzim edilmelidir. Sobalı evlerde “bahar temizliği” ve odaları iki seneden bir badanalamak şarttır. Geceleri bir anda odun kömür bitebilir ve gidip getirme görevi her daim çocuklara verilir.

Sonuç:

Biraz uğraşıp ucuza ısınmak mı, yüksek doğalgaz veya elektrik faturaları ödeyerek rahat rahat ısınmak mı tercih sizin? Romantizmi tercih ederseniz; kuzinede yemeğinizi yapabilir, ekmeğinizi kızartıp çayınızı demleyebilir üzerine bir de ısınabilirsiniz. Kafelere dekor tadında, nostaljik ve eğlenceli ama sabah akşam yakılıp temizlenmesi gerek, tütmesi de olacak elbet!

Külfeti çok keyfi az bir uğraş mı sizce, ne dersiniz?

1979'da İstanbul’da doğdu. Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri mezunu olan yazar, Vatan gazetesinde başladığı kariyerinin ardından farklı görevler üstlendi, özel kurumlarda yöneticilik yaptı. Online gazetecilik eğitimini BBC'de tamamlayan, 2008'den itibaren dijital dünyanın içinde yer alan Görkem CAN; kişi ve kurumların faaliyetlerine destek oluyor, bilgi ve deneyimiyle yönlendirici rol oynuyor.

2 Yorum

  1. sobalar çocuklu evde hiç iyi olmuyor. yaklaşık 16 yaşıma kadar sobalı evde oturuyordum. şimdi klima ve ısıtıcı sobalarla geçiriyorum kışı. hem doğaya zarar vermiyor. kış aylarında oluşan o puslu hava çok kötü oluyor. koku zaten ayrı bir dert. 21. yüzyıldayız soba nedir yahu diyesim geliyor ama maalesef ki insanların durumu belli.

  2. Sorma; bizim hanım da ailesiyle uzun yıllar soba yakmış, elimi sürmem; ne pisliği isi, ne tozu dumanı bitiyor derdi ben böyle ‘heves ediyorum’ dediğim zaman… Düşün yazısını bile yazdık.. Bilmeyenler ve uykusu ağır olanlar için tehlikesi de var elbet. Benim yaşım 39, çocukluğumuzun İstanbul’unda “hava kirliliği” haberleri sık görülürdü. Şu da var; bağ evinde dağ evinde yaşıyor olabilirsin o zaman bir nebze çekilebilir. Bilemiyorum yine de isterdim Altan 🙂 Bekara karı boşamak hesabı… Selametle..

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

*