Fetö’cülere yapışan, bu kişileri karikatürize eden tipik davranış ve erkek egemen hareketleri elbette şimdilerde göremiyoruz.
Göbek hizasından bağlanan pantolon kemeri, kolormatik gözlük, elde taşınan küçük siyah çanta, badem bıyık ve tabi ki süzgün bakışlar ve eblek suratlar, vaktiyle pilavcı dediğimiz kitleyi süzüp tiksinmemizi sağlayan davranış kalıplarıydı.
Araziye uyma had safhada olunca, bir de üzerine 15 Temmuz yaşanınca kendilerince muazzam tedbirler alma yoluna gittiler lakin bakmasını bilenler için ipuçlarını yakalamak zor değil.
Sizler için ve elbette kolluk kuvvetlerine farklı bir bakış açısı getirebileceğine inandığımdan; “Bir Fetö’cüyü Nasıl Tanırsınız?” başlıklı bir yazı kaleme almak isterim;
Dün Cemaatçiydik ama Bugün Değiliz!
Ağbi ve imam düzeyindekilerin veya mütevelli dediğimiz kişilerin, bir anda dönüşebileceklerini düşünmek saflığınızı ikinci planda bırakacak “kötü niyetinizin” – çayı hala demli içtiğinizin – bir işaretidir.
Karısına kızına tedbir adı altında “bikini” giydirebilen, rakı içen dine gerektiğinde küfredebilen kişilerin tüm aile ve yakınları, iş yaptığı – selam verdiği kişiler ilelebet takip altında olmalı. Anafikir şudur: “Kim daha çok küfrediyorsa en büyük FETÖ’cü odur.” En azından benim görüşüm.
Haber Siteleri ve Sosyal Hesapları
Takip ettiğiniz haber sitelerine, sosyal medya hesaplarına dikkat edin! Fetullah aleyhine tek bir haber bulamıyorsanız “dini veya din karşıtı” dahi olsalar o site kripto bir sitedir.
Özellikle Instagram’da ilk paylaşımlarını 15 Temmuz sonrası yapan yeni ve Atatürkçü (!) hesapların varlığı dikkatinizi çekmiştir. Hükumete, yaşananlara, zamlara özellikle gericiliğe suni tepkiler gösterseler de FETÖ aleyhine tek satır yazı ve paylaşım göremezsiniz.
Yaşanılan dönemi bir geçiş süreci olarak nitelendirdiklerinden, özellikle Ehli Sünnet alim ve cemaatlere Atatürkçülük adı altında savaş açtıklarını görebilirsiniz. Yurt dışından idare edilen bu tip hesaplarda neredeyse gözleri yoran bir yoğunlukta Atatürkçülük göze çarpar.
Bu kişiler; koşullara ve zamana göre – aslında aldıkları emirlere göre demek daha doğru olur – tamamen farklı bir kimlik altında yaşarlar. Görüp görebileceğiniz en azılı solcu, ileriye yönelik görevlendirilmiş bir şakirt olabilir. Dine küfreder, içki içer, Atatürkçülük taslar; elbette ikinci bir emir gelene kadar. Yerine göre Kemalist, İslamcı, Solcu, Komünist, Alevi veya Liberal olmakta zorlanmazlar.
Kuranı Kerim’e göre sadece hayatınız tehlikedeyse yani ölmemek için takiye yapabilir Allah’a peygambere inanmadığınızı söyleyebilirsiniz. Tavsiye edilmese de takiye yaparsanız günaha girmezsiniz. İşte bunlar sadece kritik zamanlarda kullanılmasına cevaz verilen bir müsaadeyi stratejik bir yöntemle kalıcı getirmişler ve bunu da dine bağlamışlardır.
Fetöcülerde “tedbir” adı altında kendini gizlemek ve nihai hedefe ulaşmak için yalan söylemek ibadet gibi algılanır! Utanma duyguları yoktur. “Tepki alacağı konularda araziye uyma” davranışı Yahudilerden aldıkları bir özelliktir.
Karargaha giren vatandaşı öldüren bir Fetöcü, görüntülerde açık seçik kendisi olmasına rağmen ‘Ben değilim’ diye yalan söyleyebiliyor. Darbecilere silah taşıyanlar, yüzleri dahi kızarmadan odamdan çıkmadım diyebiliyor.
İki yüzlülükleri, yalanları, yolsuzlukları ortaya çıkınca hiçbir şey olmamış gibi yeni şeyler söylemeye devam ederler. Yanlarında “feto” kelimesini kullanmaya, efendilerini eleştirmeye dikkat edin! Suratları değişecek yüz ifadeleri de kendilerini ele verecektir.
Bu Kişilere Dikkat!
- Zaman ve Bugün gazetesi, Sızıntı dergisi abonelikleri bulunanlar!
- Okul, dershane ve etüt merkezlerine çocuklarını gönderenler.
- Bank Asya’ya özellikle 2014 talimatı sonrası para yatıranlar.
- Teröristbaşını Pensilvanya’da ziyaret edenler.
- ByLock veya Falcon tarzı iletişim programı kullananlar.
- Yurt dışı organizasyonlara, buluşmalara, ev toplantılarına katılanlar.
- Düzenli olarak örgütün STK adı altındaki toplantılarına katılanlar.
- FETÖ’ye ait üniversite veya okulların yönetici-mütevelli heyeti!
- Özellikle 15 Temmuz sonrası şüpheli tapu kayıt değişiklikleri.
- Risale-i Nur Külliyatı okuyan, bulunduran ve saklayanlar.
- Hotbird üzerinden MC TV gibi cemaat kanallarını takibe devam edenler.
- Hayatın olağan akışına aykırı şekillerde terfi alan, özel görevlere getirilenler.
TUSKON, İŞAD, YÖNETDER Aktif-Sen, Memurlar Vakfı, Yazarlar Vakfı, Abant Platformu, Cihan-Sen, Aksiyon-İş üyelikleri!
Bir anda ihtiyarlamış erken emekli görünümündedirler. En büyük özellikleri siyasi veya sosyal olaylar karşısında tasasız heyecansız olmalarıdır. Patlama da olsa deprem de olsa renk ve ifade vermezler. Zamanın dondurulduğu bir sakinlikte yaşarlar. Kot giymez, sakal bırakmaz, kahkaha atmaz ve gülmezler.
Tesadüf yerine tevafuk der modern giyineceğim derken ellerine yüzlerine bulaştırırlar. İğrenç kumaş pantolonlar giyer; gömlekten vazgeçmez, tartışmaya girmezler.
Sırra vakıf olmuşlar da saklıyorlarmuş gibi bir halleri vardır. Cemaatleri dışlarında yaşanmış hiçbir olayı ‘anladım’ hali yaşamaz tasdik etmezler. Kendileri dışında da Müslümanlar olabileceğine, iyi insanlar olduğuna inanmazlar. Tütün mamulleri kullanmazlar.
Günlük siyasetleri “bugün hocaefendiden ve saidi nursi’den kim iyi şekilde bahsetti, kim eleştirdi?” demekten öteye geçmez. Tümü Mehdi’nin Türkiye’ye geleceği güne ve kalkışmaya odaklanmıştır.
Kendileri dışındaki Müslümanların acısını hissetmezler. Biz de sizler gibi normal insanlarız diyebilmek için neredeyse tamamı espriler şakalar yapmaya çalışır, gülerken dudaklarını birbirinden ayırmazlar, sadece göbekleri sallanır “ıhıhhııhııh” şeklinde sesler çıkarırlar.
Sağ kola takılı saat, gümüş yüzük sürekli sessiz ve teyakkuz halleri ile korkutucudurlar. Fark edilmemelerine imkan yoktur. Ne kadar saklamaya ve kamufle olmaya çalışsalar da.
