Gassallar, yani “cenaze yıkayanlar” ölüm gerçeği ile her gün yüzleşen stresli bir mesleğin memurları.
Her hoca ve imamın kutsal bir vazife olarak görüp layığıyla icra ettiği, çoğumuzun cesaret dahi edemeyeceği gassallık, kimi zaman işin ehli kimseler tarafından üstleniliyor çoğu zaman da taliplisi çıkmadığı için gönüllüleri tarafından.
Arapça ġassāl dini İslam kişilerin cenazelerini son yolculuğa hazırlayan “ebediyete uğurlayan” kişi demek. 5 yıl boyunca 3 bine yakın cenaze yıkadığını ifade eden çalışan beyanından hareketle, ortalama iş yükünün günde 3 cenazeye tekabül ettiğini kabaca söyleyebiliriz.
Bazı zamanlarda ortalama 30 dakikadan 7-8 cenaze yıkadıklarını ifade edenler de var elbet. Abdest, kefenlenme ve defin öncesi temizlik ve dua işlerini kapsıyor Gasilhane’de mesai.
Ölü Yıkayıcıları da Korkar → Cenaze sahiplerinin ağlama ve feryadının yıkıcılığı bir yana; vücut bütünlüğü bozulmuş kimseler, hamileler, sahipsizler, yaşlılar, bebekler ve çocuklar en deneyimliyi dahi sarsacak manzaralar yaratabiliyor.
Gassalar her Müslümanın ömründe hiç değilse bir kez sahi olsa bu kutsal vazifeyi üstlenmesini, merasimin sadece musalla başına toplanmaktan ibaret olmadığını öğütlüyor ve ifade ediyorlar.
Her imam cenaze yıkamayı bilse de bunu korkmadan üstlenebilmek ayrı bir meziyet.
Korkmamak ve özümsemek için deneyimli kimselerin refakatinde küçük görevler yaparak işe başlıyorsunuz. Su dökmek ve benzer kademeleri atladıktan sonra zamanla görevlerinize alışıyor ve vazife alıyorsunuz.
Şimdilerde; Diyanet’in belirlediği “Cenaze Yıkama Ve Usulleri” müfredatı çerçevesinde çağın gerekliliği ile de alakalı olsa gerek tüm bu işler ve dersler – maket üzerinde – taliplilerine veriliyor. Gassallar şimdilerde KPSS puanlarına bağlı olarak hastane ve cami kadrolarında görev alabiliyorlar.
Şunu da atlamadan ifade edeyim, makaleyi hazırlarken tecrübelerinden faydalandığım kişi ve kurumlarının isimlerini paylaşmamanın nedeni stresli işlerini hatırlatmak istemediğimdendir.
Vefat eden iki yaşındaki kızını elleriyle yıkayan görevli bir anneyi düşündük, acısı olup bir kaç bilgi edinebilmek amacıyla gezerken bize rastlamış kimselere de “borçlu” hissettik bir anlamda kendimizi.
Yapılan anketlerde yüzde 99’luk memnuniyet oranı yakalayan meslek, vatandaşın en memnun olduğu hizmet konumunda. Deneyimli gassalların ölümde ibret gören sakin ve samimi mizaçları, yeterli din bilgileri ve teskin teselli kabiliyetleri ile birleşince benim kanaatim bu netice oluşuyor.
Cenaze Soğuk Suyla mı Yıkanıyor?
Memurların kullandığı tüm malzemeler o kişiye özeldir bir sonraki mesaide kullanılmaz. Kullanılan süngerleri dahi tek kullanımlıktır, suyun sıcaklığı dahil tüm detayları cenaze sahiplerine danışılır ve memnuniyetlerinden emin olunur.
Çok kanama olan durumlarda dahi soğuk su yerine ılık su tercih edilir. Hayattayken nasıl banyo yapıyorsan cenazen de o şekilde yıkanır özetle.
Kullanılan Malzemeler Nelerdir?
Çoğu tek kullanımlık; pamuklu kefen, havlu, sabun, pamuk ve yumuşak sünger gibi malzemelere ek olarak gülsuyu ve böceklerin gelmemesi için keskin kokulu kafurun kullanılır.
Kefen ise yaklaşık 9 metreden oluşuyor. Bazı durumlarda kanamayı engellemek için sargı bezi ve tamponlara da gereksinim duyuluyor aşırı kanamalarda ceset torbalarından faydalanılıyor.
Cenaze Yıkarken Mahrem Yerler Görülmez!
Cenaze yıkamaya alındığında üzerine bir örtü örtülür. Bu örtünün altından üzeri görülmeyecek şekilde kıyafetleri kesilerek çıkartılır, sonrasında taşa yatırılır.
Yıkamaya geçildiğinde göğüs ve diz kapağı arasına havlu örtülür ve bu örtünün altından yıkanır. Abdest yerleri örtünün altından temizlenir ve boy abdesti verilir.
Yaşarken görülmesini istemediğiniz yerlerinizin öldükten sonra da görülmesi caiz değildir beyanından hareketle göğüs ve diz kapağı arasının görülmesi yıkayana ve yakınlarına haramdır.
İslami kurallara göre bu şekilde yapılmadığı takdirde cenazenin hakkına girersiniz ki bu büyük bir haramdır. Bu şekilde yıkanır ve daha sonra kurulanır. Kefeni, kadınsa başörtüsünü, gömleği giydirilir ve hazırlanır. Erkeklerde de aşağı yukarı işlemler aynıdır.
Cenaze yıkandıktan sonra cenaze yakınları su tutmak isterse boy abdesti iki kez tekralanabilmekte.
Bir ölüye kaç metre kefen kullanılıyor?
5 parçadan oluşan “çadır adı verilen de dahil” ortalama 9 metre kefen gittiği belirtiliyor. Kadınlarda gömlek, başörtüsü ve göğüs örtüsü olur. Bayanlar için ara bezi şarttır. Vücut kendini saldığında kefenin dışına çıkmayacak tedbirler alınır.
Boynun baş taraflarından bağlanacak biçimde ölçüsü alınır. Çadır adı verilen kefenleme sonrasında gömleği, başörtüsü ve göğüs örtüsünü kesilip sabitlenir ve güzelce giydirilir.
Ölünün içinde kalan ‘son nefes’ nedir?
Cenazeler ölüm raporları ile geldiğinden yaşayan kimselerin kefenlenme hadiselerine milyonda bir rastlanabiliyor. Cenazeyi yıkarken sağa sola çevirme esnasında kalan havanın çıkışı böylesine bir şehir efsanesinin doğmasına neden olmuş. Aynı şekilde vücut kendini bıraktığından gaz çıkarma durumları da görülebiliyor.
Ölümü hatırlamak istemeyişimiz; gerçek değilmişçesine reddetme ve kaçma çabamızı sorgulamamız gerekiyor.
Kendi adıma konuşayım makaleyi geniş tutabilirdim ancak kapanış cümlelerini dahi yazma gücünü kendimde bulamıyorum. Benim için en yıpratıcı yazı bu oldu bir çok bilgi ve anıyı paylaşacak gücü kendimde bulamadığımdam sizlere nakletmedim. Affola!
Makata pamuk tıkama olayı gerçek mi ağabey? (Laklak olsun diye değil; bilmediğimden soruyorum.)
Yok kardeşim şehir efsanesi.. Yazıya eklemeyi düşündüm ama vaktinizi almak istemedim. Cenazeye zaman zaman çocuk bezi gibi bağlanır o kadar.