Git gide artan akıllı telefon pratikliği yüzünden yüzüne bakmadığımız hatta biraz da abartalım, şimdilerde tenezzül bile etmediğimiz “sabit telefonlar”, bir vakitler altın değerindeydi.
1988’de yazlık evine telefon bağlatmak isteyen bir vatandaşın herhalde lüks görüldüğünden olsa gerek o devrin parasıyla 1 milyon lira ödemesi gerekiyordu. Telefonum var nakil istiyorum diyenin ise yine aynı sene içinde 920 bin lira ödemesi gerekiyormuş arşiv haberine göre.
O zamanlar; bir telefonun kuruma maliyeti, 1000 dolara ulaşıyordu. Özetle o vakitlerde telefon bağlatmanın son kullanıcıya yansıyan bedeli günümüzün parasıyla 2.000 dolar civarındaydı. Bu kadar para harcanan bir nesneyi dantellerle saklamaya şaşırmamak gerek.
TUIK verilerine göre sabit telefon abone sayısı, 2007’den itibaren düşmeye başlıyor.
2007 ila 2016 arasında kurum sıkı durun, 6.952.511 abone kaybediyor. 2016 itibariyle ülkemizde 11 milyon 250 bin civarında bir sabit telefon kullanıcısı mevcut. Bu gidişle cumhuriyetin 100. yılında neredeyse abone sayısı 5 milyona düşecek.
Sabit Telefondan Soğuma Gerekçemiz
Olur olmaz saatlerde yapılan banka, reklam ve şirket tanıtımlarını da ilave edersek artık kimse, numarasını bile hatırlamadığı bir ev telefonuna cüzi de olsa sabit bir bedel ödemek istemiyor.
İnternet bağlantısı için şart koşulması nihayet yalın internet ile aşılsa da hala çoğu yerde internete bağlanabilmek için gerekli olduğu iddia edilebiliyor.
Telekomünikasyon tarihimizi merak edenler için güzel bir derleme mevcut. PDF halinin linkini sizlerle paylaşmak isterim.
Eğer sabit telefonlar çekici geldiyse cüzi bir bedel ve bir kimlik fotokopisiyle Telekom ofis ve mağazalarına başvurarak kurulum için bilgi alabilirsiniz. Beğendiğiniz bir numarayı seçmenize de izin veriliyor.
Bu arada unutmadan belirteyim; GSM bağlantılarında sorun yaşanabilecek deprem vs gibi afet hallerinde – eski usul – kablolu telefon hatlarıyla bir süre daha kaliteli iletişim sağlanabiliyor. Evde sabit bir telefon tutmakta fayda olabilir.
1985 senesinde; yıllarca sırasını beklediği telefonuna kavuşan Hümay Teker hanım, ki haberde ad soyad ve Yeşilyurt’taki sabit adresine kadar verilmesi ayrı bir makale konusu, uzun bir süre santral operatörü gibi çalışmak zorunda kalır zira Telefon başmüdürlüğü, Yeşilköy Havaalanı Santralinin kırk yıllık numarası olan 573 82 40’ı yanlışlıkla kendisine bağlamıştır.
“Ankara uçağı indi mi?”, “Diyarbakır uçağı kaçta” gibi sorulara yanıt aramak, Dünyanın parasını ödeyen ve yıllarca beklemeyi göze alan biri için gayet can sıkıcı bir durum olsa gerek. O yıllarda bir telefon numarası alabilmek için 10-12 yıl beklemeniz gerekebiliyordu.