Ekonomik Krizle Başa Çıkıyoruz

Yıllardır iç ve dış savaşla boğuşan komşu Suriye, yüzde 1600 enflasyonlu, marketlerinde makarnanın dahi zor bulunduğu Venezuela ve benzer ülkelerin para birimlerin dahi TL karşısında değer kazandığı gerçeği artık karikatürlere dahi meze olmayan ancak bir o kadar da sıkıcı bir hadise.

Açlıktan kırılan Afrikayı bu kaba analize eklemiyoruz bile.

Akaryakıt fiyatları tüketiciye yansımasın denilerek zamlar vergiden düşülüyor, ekonomist ve araştırmacılara sansür – ceza uygulanıyor, seçime kadar krizin maliyeti kamuya yüklenerek yokmuş gibi yapılıyor.

Makro-mikro ekonomi ve derin finansal okuryazarlığa gerek kalmadan 2018 Türkiye’sinde yaşananları ve başımıza gelecekleri listelemeye çalışacağız. Yazının, bu kafalarla devam edersek ne yazık ki uzun yıllar bayatlamayacağını ve revize gerektirmeyeceğini düşünüyoruz.

Borç yapılandırması isteyerek iş yavaşlatan; Ağaoğlu, Sinpaş, Suryapı, NEF, Çalık, Mesa, Tahincioğlu, Kuzu vs büyük inşaat şirketlerinin ya tapularına el konulduğu, ya çeklerinin yazıldığı, işten çıkarmalara kadar gidildiğini duymuş muydunuz?

Yine 2018’de yürürlüğe konan bir kararname ile Türk şirketlerinin yurt dışına kıymetli varlık çıkarması artık kontrole tabii. Tabelalı tefeci denen Faktoring firmaları artık çek dahi kıramaz hale gelmiş durumda.

Halk pazarlarında ve uzun süredir marketlerde artık ürünlerin yarım kilo fiyatı etiketlere yazılıyor. Yerel pazarlarda dilim meyve satıldığını söylediler – “ben görmedim” ancak kırmızı eti Sırbistan’dan, mercimeği Kanada’dan hatta samanı bile Bulgarlardan ithal ettiğimiz düşünüldüğünde bu durum da mutlaka gerçektir.

Eczaneler zararlı olup olmadığına bakmaksızın sürekli olarak muadil ilaç vermeye başladılar. Özellikle göz ve kanser ilaçlarını piyasada bulunamıyor ve yine aile hekimlerinin yazabildiği bir çok ilaca limit geldi. Bu fakirler; et yiyemezlerse antibiyotikli tavuk yesinler denilirdi, yüzüne bakmadığımız tavuğun borsası dahi çıldırmış durumda.

Paketi açtıktan sonra fiyatının sabit kalıp gramajının azaltıldığını aylar önce yazmıştık hatırlarsınız. Yıllardır 1 TL dedikleri umumi tuvaletler dahi artık 2 TL.

Ekonomiye geçici Arap pansumanları ve faiz artırımı gibi çözümler (!) artık ekonomimizi düzeltmeye yetmeyecektir.

Doların daha da yükselmesine, akaryakıt fiyatlarının uçuşuna, enflasyonun ve faizlerin çıldırmasına hazır olun. Tüm bu yaşananların yaklaşan ekonomik kıyamet öncesi bir ön sevişme olduğu, cebimizdeki paranın daha net ifadeyle maaşlarımızın döviz karşısındaki durumu göz önüne alındığında daha da anlaşılacaktır.

Sıkıcı istikbalimize renk katacağını düşündüğüm listelemeye geçmek isterim izniniz olursa.

Tasarruf Nedir?

  • İmkanlar dahilinde bu dönem kişisel gelişim için yurt dışında değerlendirilebilir.
  • Kira artışları, tefe tüfe ye göre yapılacağından daha da el yakacak. Dikkat!
  • Toplu taşıma ile ulaşım ve dövize yatırım yapmayı söylemeye gerek yok sanırız.
  • Eski iPhone’nu annenize verip kendinize bir üst modeli almayın misal.
  • Zorunlu giderler haricinde lüzumsuz harcamalardan kaçının!
  • Kredi kullanımı ve dövizle borçlanma konusunu bir kez daha düşünün!
  • Bebek bezleri ve bebek mamalarının fiyatları bu gibi dönemlerde ne yazık ki artar.
  • Yüksek mevduat sahipleri sıkı güvenliğe sahip yurt dışı bankaları tercih edebilir.
  • Batık arkadaş ve mezarcı akrabaların borç taleplerini nasıl savuşturacaksınız?
  • Kredi kartlarında faize düşmekten kaçının. Mümkünse hiç kullanmayın.
  • Yurtdışından gelen özellikle sağlığınız ve işiniz için olmazsa olmaz ürünleri stoklayın.
  • Bir ürünü almadan önce detaylı fiyat araştırması yapın. Mutlaka daha ucuzu vardır.
  • Birikimlerinizi TL’den mutlaka USD’ye çevirin.
  • Alkol ve tütün mamullerinde tasarrufa gitmeyi düşünmelisiniz.
  • Elektronik sigara bir seçenek olabilir.
  • Markete alışveriş listesi ile gidin. Dışarıda yemek yemeyin.
  • Ev ve iş-yerinizdeki iletişim & internet paketlerinizi gözden geçirin.
  • Bir şey alırken, “buna gerçekten gerek var mı” sorusunu kendimize sorabiliriz.
  • İndirim kuponları veren fırsat siteleri incelenebilir.
  • Kitapların epub yani e-kitap versiyonlarını denemek.

Liste “minimal yaşam” başlığı altında daha da genişletilebilir ancak anafikir tasarrufu elden bırakmamak malumunuz. Her indirim mağazasından bir şey almak zorunda değilsiniz ya da A101 veya BİM’e yakın oturduğunuz için sabah akşam markete girmenize de gerek yok.

Ufak tefek getirileri küçümsemeden biriktirmeye başlamalısınız. Aile ve arkadaşlarla birlikte yaşamaya devam ederek faturalarda tasarruf edilebilir. Pat küt yazıyorum ancak durum bunu gerektiriyor: “Para harcarken biriktirilir.”

Para biriktirmenin Sırları:

  • Kahvaltıları ve öğle yemeklerini evden götür.
  • Kullanmayacağın eşyaları ikinci el eşya sitelerinde sat.
  • Kahramanlık yapıp “hesabı ben öderim” alışkanlığınızdan vazgeç.
  • Aliexpress’ten alışveriş yapmaya alış.
  • Sürekli takıldığın mekanların WIFI şifrelerini kaydet.
  • Duşa girmeden önce sıcak su gelene kadar akan suyu kovaya doldur.
  • Atıştırmalık kek, kurabiye, kraker ne varsa evde yapmaya alış.
  • Balkon bahçeciliği eğlenceli olabilir.
  • POWERBANK’ı iş yerinde doldur, evde kullan.
  • Elektronik ürünlerin şarj edilebilir olanın tercih et.
  • Bayram seyran indirimlerini kaçırma.
  • Akıllı sayaç tanımlatıp elektrikli aletleri 22:00’den sonra çalıştır.
  • Eskimeyen bir eşyanın yerine yenisini alma.
  • İhtiyacınız olmadan aldığınız her şey çok pahalıdır.
  • Putin’in evinde bile tüplü televizyon varken sen kimsin?
  • Sakızları ikiye bölüp çiğne.
  • Bir kitabı bitirmemişken diğerini sipariş etme.
  • Bahis ve kumar ile zengin olma hayallerinden vazgeç.
  • Çantanda boş su şişesi bulundur.
  • Meyve sebzeyi kilo ile değil, tane tane al.
  • Akaryakıtta indirim kartlarını kullan.
  • Satın almadan önce internetten ve sonra da gezerek fiyat araştır.
  • Evde doyurucu bir kahvaltı yaparsan bu seni tok tutar.
  • Sıfırdan alacaksan, bütün elektronik cihazların A++ olsun.
  • Evlilik düşünüyorsan eşinin de kendin gibi olmasına dikkat et.
  • Otomobil kullanmak yerine motosikleti dene!
  • Pazarlık gücü sizdeyse sıkı pazarlık edin.
  • Otlakçılarla selamı sabahı kesin.

Şaka bir tarafa; son olarak şu hususu da atlamayalım; bir şeyden tasarruf ederken sağlığın veya zamanın boşa gidiyorsa tasarruf değildir. Çoğu emir tadında olan cümleler kurduk ancak bunlar sadece kısa ve öz anlatım amaçlıydı. Affola.

”Harcadıktan sonra kalanı biriktirmeyin, birikimi kenara ayırdıktan sonra kalanı harcayın.” → (Warren Buffett)

1979'da İstanbul’da doğdu. Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri mezunu olan yazar, Vatan gazetesinde başladığı kariyerinin ardından farklı görevler üstlendi, özel kurumlarda yöneticilik yaptı. Online gazetecilik eğitimini BBC'de tamamlayan, 2008'den itibaren dijital dünyanın içinde yer alan Görkem CAN; kişi ve kurumların faaliyetlerine destek oluyor, bilgi ve deneyimiyle yönlendirici rol oynuyor.

4 Yorum

  1. Tasarruf yapa yapa kemeri sıka sıka bir hal olduk yahu. Patates pahalandı yeme, soğan pahalandı yeme, sigara pahalı içme, alkol zaten içemiyoruz, yemekleri de fiyatlar belirliyor, tavuk neredeyse kırmızı et fiyatında, çamaşır makinesini tüm kıyafetler pislenmedikçe çalıştırmıyoruz, kışın az ısınıyoruz yazın serinlemek için klima yok, 3 öğün olan yemek 2 öğüne indi. biz kendi haklarımızdan insan olmamızdan doğal haklarımızdan kemer sıkar hale geldik. Hayırlısı olsun bakalım.

    • Sevgili Can; tasarruf konusunda insanlar artık “zorunlu” bir strateji ile ilerliyor. Bir market alışverişi 50 TL’den aşağı yapılamaz hale geldi. Onlar da zaruri ihtiyaçlar. Nefes vergisi hava vergisi de gelebilir yakında. Yüzüne bakmadığımız patates bile ne hale gelmiş.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*

İnceleme'den Son Makaleler

Otomatlar Katil Çıktı!

1978’den 1995’e kadar toplam 37 Amerikalının düşen otomatların altında kalarak öldüğü istatistiğini
Başa Dön