1906’da Ala Fischer tarafından icat edilir; ilk kurutuculu model 1924’te, tam otomatik modeller ise 1940’lardan itibaren hayatımıza girer.
Arçelik ve Profilo 1950’ler sonunda yerli üretime başlasa da 1960’lar Türkiye’sinde bir çamaşır makinesi sahibi olmak, hali vakti yerinde ve çevresi olan bir kişi değilseniz ya da kuponla kazanamadıysanız neredeyse imkansıza yakındı.
Şimdilerin 20 dakikalık kısa programlarının aksine o yıllarda çamaşırlar kalıp sabunlarla elde yıkanır; daha doğrusu çitilenir, kaynatılan meşe odunu külü de ellere büyük zarar verirdi.
Çamaşır makinelerinin 300 küsur binlik ilk satış rekorunu kırdığı 1979 senesine kadar genel temizlik durumumuz kabaca bu şekilde izah edilebilir.
Tam otomatik modellerden önce hayatımıza kısa süreliğine giren canavar merdaneliler ise parmak, kol veya saçları kaptırabildiğimiz, kıyafetlerimizin düğmelerini kıran homurtulu yarı-otomatik çamaşır makineleriydi.
Teoride hayatımızı kolaylaştırması gerekirken kocaman beyaz gövdeleriyle gürültüler çıkarır, yalnız kalmayı sevmeyişinden olsa gerek sağda solda gezerek ‘yürüyen makine” unvanını sonuna kadar hak ederdi.
Gereğinden fazla dayanıklı olması ve nispi ucuzluğu avantajlarıydı ancak suyu ısıtamayışları zamanla ‘tam otomatik ayran makinesi’ ne evrilmelerine yol açtı.
70’lerde Çamaşır Yıkamak
Beyazları bir gün önceden leğende suya bastırır, bazen çivit ya da küllü su terkibiyle daha da beyazlamalarını sağlardık.
Bakır kalaylı bir çamaşır kaynatma kazanı evlerde demirbaş olarak bulunur işlem sırasında kullanılan tahta sopa, köşe başında görevini beklerdi. Beyaz çamaşırları bu kazanlarda saatlerce kaynatırdık.
Renkliler ise çamaşır gününde sadece 2 su yıkanır, durulanarak asılırdı. Beyaz sabun ve buhar kokusu o günün çamaşır günü olduğuna işaretti.
Suyuyla iyice ağırlaşan çamaşırları sıkabilmek için ciddi bir kol gücü gerekliydi. O yıllardaki kadınların elleri çamaşır suyu ve beyaz sabun kokar, ne kadar vazelin kullanılırsa kullanılsın asla yumuşacık olamazdı.
Çamaşır Makinesi Alacak Olanlara Tavsiyeler
- Kısa programlı ve enerji tasarruflu modellere ek garanti yaptırın.
- Bazı markalar 7 seneye kadar ek garanti sunabiliyor.
- Battaniye vs sığabilecek iç hacmi geniş modelleri tercih edin.
- Kalabalık bir ailenin seçimi yalnız yaşayana göre farklılık gösterir.
- Beko ve Arçelik tercih etmeyecekseniz Almanya üretim cihazlar arayın!
- Vestel, Samsung ve Çin malı cihazlar genel olarak tavsiye edilmiyor.
- Arçelik-Beko-Altus grubu servis konusunda sıkıntı çıkarmaz.
- Yaşadığınız bölgeye göre servis ve yedek-parçası en kuvvetli markayı inceleyin.
- Ses ve sallanma sorunları yaşanmaması adına ‘direct drive’ olanlar tercih edilmeli.
- 8-9 kg ve üzeri modeller; paspas, yorgan, kilim vb ağır malzemeler için uygundur.
- Kalan yıkama süresini gösterenleri araştırın. Ucuz modellerde bu özellik bulunmaz.
- Biriktirerek yıkayacaksanız yüksek kapasiteli bir makine tercih etmelisiniz.
- Geç saatte çalıştıracaklar için düşük DB (desibel) büyük avantajdır.
- Yıkama ve sıkma için ayrı ayrı sunulan gürültü değerleri incelenmelidir.
- Ucuz ancak gürültülü makineler bebekli aileler için uygun olmayabilir.
- 40-50 desibel ve son sıkma sesi ise 70 civarındakiler süper sessiz kabul edilir.
- Zaman erteleme fonksiyonu olması büyük avantajdır.
- Çift su girişi olan bir makine alacaksanız gelen su tesisatının uygunluğu aranır.
- Fiyat karşılaştırma ve forum sitelerini inceleyebilirsiniz.
- Elektrik tasarrufu yapacağım diye gidip en pahalısını almayın.
- Çabuk ve az suyla yıkama + enerji tasarrufu önemli kriterlerdir.
Çamaşır Makinesi Önerileri
İşimi görsün yeter bana diyorsanız 190 dolardan başlayan fiyatlarla bir çamaşır makinesi sahibi olabilir, daha iyi modeller için 450 dolara kadar bütçe ayırabilirsiniz.
Ben bir kere almak ve servisle filan da uğraşmak istemiyorum para önemli değil diyenlere önerebileceğimiz teknoloji harikası ise Alman malı evladiyelik MIELE olacak!
Yine de Arçelik ve Beko yerli üretim oluşları ve yedek parça & servis avantajları ile önerebileceğim yerli markalar. Çamaşır makinesi tavsiyesi konusunda Arçelik ve Beko’yu ilk sıraya yazıyorum.
Anacığım makine yokken leğene koyduğu çamaşırları ayağımızla çiğnetirdi bize güzel gaz verirdi makinadan iyi yıkardık (: şimdi teknoloji gelişti çamaşırın Ç sini duymuyoruz.
Yaşı yetenler hatırlayacaktır TRT’te Anadolu’dan Görünüm vardı. 80’lerin sonu biraz da 90’ların başında! Köyümüze elektrik geldi diye gaz lambalarını elektrik saatine vurup kıran köylüleri haber yaparlardı. Analık o zamanmış; yemek elde, bulaşık çamaşır elde.. Annelerin hakkı ödenmez.