Zenginler; zenginliği ruhunda kalbinde özünde benimsemiş elit bireyler.
Kafa dağıtalım, gülelim; sinemamızdaki Vahi Öz ya da Tekin Akmansoy’la özdeş sonradan görme taşralı figürleri dışlayalım.
Açılmayan antep fıstığını çekinmeden çöpe atan; market poşetini asla çöp poşeti yapmayan zenginler; akıllı cihazlarını kılıfsız kullanır, indirim kartlarıyla dolu devasa cüzdanlar taşımaz, zor beğenir, adisyona bakmadan ve hesabın üstünü beklemeden mekandan ayrılır.
Ayakkabılarıyla evde dolaşır; koyunu keçiyi kurbandan saymaz… Zengin “almaz” aldırır. Taksimetreyi izlemez camdan bakar, hayallere dalar.
Temiz check-up sonuçları övünç vesilesi zenginimiz; dvd-oyun ve kitapların orijinallerini alır, pazarlık yapmaz, fazla konuşmaz argo kullanmaz ve ağzını ayıra ayıra gülmez.
Tüm faturaları otomatik ödemededir. Golden besler, bardakta içki bırakır, düşünmeden sipariş verir. “Her zamankinden” diyebilecek kadar tanınandır.
Depoyu fuller, özel şoför kullanır, akaryakıt fiyatlarıyla ilgilenmez. 3 yaşından eski otomobil kullanmaz; slim sigara, puro veya elektronik sigara içer.
Pilli diş fırçası kullanır, kısa paça pantolonları çekinmeden giyer, fotokopilerini değil asıllarını alır, taksitlendirmez “tek çekim” yaptırır. Toplu taşıma kullanmaz, tasarım ayakkabılar tercih eder. Detaylara takılmaz, kış ortasında ince giyinir.
Sohbetlere “nerelisin ne iş yaparsın” diye başlamaz, dingindir. Porno izlemez. Garip hobilere sahiptir.
Vasiyeti önceden hazırdır. Fakirler gibi mezarlıklara gömülmez. Kabristan olarak Zincirlikuyu veya Aşiyan’ı tercih eder. Mutfakta kavanoz biriktimez, uçağa son anda yetişir, buzdolabını büyük boy 2,5’luk kolalarla doldurmaz.
Her daim hazır smokin’i vardır ve gerekirse FRAK giyer. Sosyal sorumluluk projelerinde yer alır.
